Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Türkiye-Japonya arasındaki ikili ilişkileri değerlendirdi.
1) 2023 yılının sonunda Türkiye-Japonya ticaretinin 6 milyar dolar sınırını aşacağını öngörmüştünüz. 2024 yılında, Japonya ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
2024 yılı Japonya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıl dönümünü işaret etmektedir. Bu anlamlı yıl dönümünde, iki ülke arasındaki hem diplomatik hem de ticari ilişkilerin zaman içerisinde istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü ve güçlendiğini görüyoruz. Japonya, Uzak Doğu’da ülkemizin önemli dış ticaret ortaklarındandır. Son 10 yılda Japonya ile olan ticaret hacmimiz önemli bir ivme kazanmış olup, 2013 yılında 4,2 milyar dolardan 2022 yılında 5,3 milyar dolara yükselmiştir.
2023 yılında ise Türkiye ile Japonya arasındaki dış ticaret hacmi, geçen yıla göre %15 oranında artarak 6 milyar doları aşmış durumdadır.
Türkiye’nin Japonya’ya ihraç ettiği başlıca ürünler arasında tahıllar, balıklar, çelik alaşımları, otomobiller, makinalar ve kimyasal ürünler yer almaktadır. Japonya’dan ithal edilen ürünler ise otomobiller, iş makinaları, demir-çelik mamulleri, makinalar ve elektrikli cihazlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan, ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmini artırma hedefi çerçevesinde, Bakanlığımızca ihracatçılarımızın pazara girişini kolaylaştırmak ve ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek üzere geliştirilen mekanizmalarda Japonya’ya her zaman ayrı bir önem atfediyoruz. Bu kapsamda, 2022 yılında kamuoyu ile paylaşılan Türk ihraç ürünlerinin menzilinin ve aynı zamanda Türk ihraç ürünlerinin bilinirliğinin artırılmasını amaçlayan Uzak Ülkeler Stratejisi’nde Japonya’yı etraflıca ele aldık. Söz konusu Strateji’de Japonya için birbirinden farklı ve önemli 15 eylem belirledik. Ayrıca, Bakanlığımızca her yıl belirlenen “Hedef Ülkeler” arasında Japonya, daha önceki 5 yılda olduğu gibi bu yıl da yer almaya devam etmektedir.
Yakın gelecekte, Japonya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin daha da gelişerek dengeli bir şekilde artış kaydetmesini arzu ediyoruz. Bu gelişmeye, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin sağlamlığı ve karşılıklı iş birliği arzusunun katkıda bulunacağını değerlendiriyoruz.
2) Üçüncü ülkeler üzerinde ikili iş birliği çalışmalarının yapılmasına sıcak bakıyor musunuz? Bu durum ülkemize ne gibi faydalar sağlayacaktır?
Türk firmalarının girişimcilik konusundaki yeteneği ve yerel pazar bilgisi ile Japonya’nın finansman imkanları ve teknolojisi dikkate alındığında, başta Sahra Altı Afrika ülkeleri olmak üzere Orta Asya, Körfez ve Balkan coğrafyalarında iki ülke firmalarının bir sinerji yaratabileceği ve önemli projeler üstlenebileceğini düşünüyoruz. Nitekim üçüncü ülkelerde iş birliği konusu, her iki ülke iş dünyasının yakın takibinde yer almakta ve yapılan tüm toplantıların ana gündem maddelerinden birisi olmaktadır Irak, Katar, BAE, Türkmenistan, Özbekistan ve Malavi gibi ülkelerde Türk ve Japon firmalarının hayata geçirdiği ortak projeler, her iki ülke işletmelerinin birlikte iş yapma kültürlerine ciddi katkılar sağlarken, yeni pazarlara açılma konusunda da Türk firmalarına önemli bir vizyon kazandırmıştır. Türk ve Japon firmalarının birbirini tamamlayıcı şekilde geliştirdikleri bu iş modeli sayesinde, özellikle finansman sorunları nedeniyle rakiplere kaptırılan birçok proje yeniden firmalarımızın radarına girmiş bulunmaktadır. Bu noktada bilhassa Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden yapılandırılması sürecinde, Türk müteahhitlik firmalarının,
yerelde sahip oldukları güçlü bağlantılar ve dinamik operasyon kabiliyetleri Japonya’nın teknoloji ve finansman desteği ile birleşince pazarda tartışmasız bir hakimiyet kurabileceklerine inanıyorum. Nitekim en son 31 Ocak 2024 tarihinde İstanbul’da Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Altyapı Bakanı’nın katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz Ukrayna’nın Yeniden İnşası Forumu’na Japon firmaların yoğun ilgisi bizleri
gelecek adına daha da umutlandırmaktadır.
3) 1924 yılında başlayan diplomatik ilişkilerimiz 100 yıl boyunca derinleşerek bugünlere geldi. Japonya-Türkiye ortaklığının ve yatırımlarının önümüzdeki günlerde artması bekleniyor mu?
Türkiye; dinamik ekonomisi, genç demografik yapısı ve jeostratejik konumu ile Japon firmalarının denizaşırı pazarları açısından operasyonel bir üs olarak değerlendirilebilir. Japon firmalarının bir kısmı son dönemde ülkemizde faaliyete geçmiş olmakla birlikte Toyota, Bridgestone, Hitachi ve Mitsubishi gibi geleneksel büyük Japon firmaları uzun yıllardır Türkiye’yi önemli bir ortak olarak değerlendirmektedirler. Bugün ülkemizde faaliyet gösteren 200’ün üzerinde Japon firması üretim, teknoloji transferi, istihdam ve ihracat açısından Türk ekonomisine kayda değer katkılar sağlamaktadırlar. Bu bağlamda, Türkiye’nin yalnızca genç nüfuslu yerel bir pazar olarak değil; aynı zamanda, geniş bir coğrafyaya doğrudan erişimi bulunan bir üretim/ihracat üssü olarak Japon firmaların gündeminde olması bizi ziyadesiyle memnun etmektedir.
Nitekim Türkiye, Japonya’nın Ortadoğu’da Suudi Arabistan’dan sonra ikinci büyük yatırım üssüdür. Türkiye’de faaliyet gösteren Japon firmaların doğrudan yatırımları 4,7 milyar dolar düzeyine ulaşmaktadır. Ancak Japonya’nın dış yatırımlarının 2 trilyon dolar olduğu göz önüne alındığında, bu miktarın son derece mütevazı kaldığı görülmektedir. Japon firmaların Türkiye’de yoğunlaştıkları otomotiv, altyapı, gıda ve hizmet sektörlerinin yanında yatırımlarını çeşitlendirerek artırmalarını daha cazip hale getirecek çalışmalar üzerinde de duruyoruz. Bu sayede küresel ölçekte faaliyet gösteren geleneksel büyük Japon firmaların yanı sıra, orta ölçekli firmaların da Türkiye’deki yatırım imkanlarını keşfetmelerini ve bu ayrıcalıktan faydalanmalarını hedefliyoruz.
4) 26. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı’na Türk ve Japon iş dünyasının temsilcileri ve üst düzey bürokratların da yer aldığı 200’den fazla konuk katıldı. Türkiye’nin küresel üretim ve ticaretteki payını artırmak için ne gibi teşvikler hazırlanıyor?
Ticaret Bakanlığımız tarafından şirketlerimizin neye ihtiyacı varsa o alanda destekleri hızlıca tasarlanarak uygulamaya konulmaktadır. Nitekim firmalarımızın çeşitli gelişmişlik aşamalarına göre tasarladığımız destekler, ihracata yönelen bir firmanın dış pazarlarda pazar araştırması ve fuar süreçlerinden başlayıp, küresel firmalara tedarikçi olmalarına, marka ve tasarım ile katma değerli ürünlerinin satışı ve pazarlanmasına kadar tüm alanlara hitap etmektedir.
2024 yılında ihracata yönelik devlet desteklerimize 22 milyar TL’lik bir pay ayırdık. Bunu da ülkemize en fazla ihracat getirisi sağlayacak alanlara en stratejik biçimde dağıtacağız. İhracatın ve döviz kazandırıcı hizmetlerin hayati değere sahip olduğu bu ortamda pazar çeşitlendirmesi sağlanması ve mevcut pazarlardaki payımızın korunması ancak ülkemizin, sektörlerimizin ve şirketlerimizin marka değerini yükselterek sağlanacaktır.
Bu hedeflerimiz doğrultusunda, KOBİ’lerimizden başlamak üzere her seviyede ihracatçımıza; ihracat stratejisi oluşturmalarına, yeni pazarlar edinmelerine, bu pazarlarda tutunmalarına, ihracat kapasitelerini yaşamlarına ayrıcalık katan katma değerli ve markalı ürün ihracatı gerçekleştirmelerine yönelik önemli
destekler sağlamaktayız.
Firmalarımızın temelden başlayarak bir dünya markası haline gelmelerine kadar pek çok aşamada yanındayız. İhracata yönelik devlet yardımlarımızı güçlendirmek, daha kapsamlı ve etkin hale getirmek amacıyla 5973 sayılı “İhracat Destekleri Hakkında Karar”, 18/8/2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği, Çok Kanallı Zincir Mağaza Desteği ve İhracat Konsorsiyumları Desteği gibi yeni destek mekanizmalarını değerli ihracatçılarımızın hizmetine sunduk. “Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği”miz kapsamında ihracat ile yeni tanışan veya ihracat gerçekleştiren ancak gelişime ihtiyaç duyan firmalarımızın, hedef pazar ve yurt dışı pazarlara yönelik pazara giriş projelerinin hazırlık sürecinde alacakları danışmanlık ve rapor giderlerini destekliyoruz.
Ayrıca, KOBİ’lerimizin yeni pazarlara açılımlarına, uzmanlaşarak ölçek ekonomisi yaratmalarına çok
önem veriyoruz. Bu konuda hayata geçirdiğimiz “İhracat Konsorsiyumları Desteği”miz ile KOBİ’lerimizin ortak hareket ederek sinerji yaratarak ürünlerini küresel pazarlara ihraç etmelerini amaçlıyoruz. Ülkemizin ihracat odaklı büyüme hedefiyle örtüşen bir şekilde katma değerli ve yüksek teknolojili ihracat yapan
firmalar ile pazar çeşitlendirmesi yaparak yeni ihracat pazarlarına yönelmek isteyen firmalarımızın finansman sorunlarının çözüme kavuşturulması temel politika önceliklerimiz arasında yer almaktadır.
Hâlihazırda Türk Eximbank ve İGE A.Ş. ile imzaladığımız prefinansman protokolü çerçevesinde Bakanlığımızın “İhracata Yönelik Devlet Yardımları” kapsamındaki proje/program/statü bazlı desteklerden faydalanan firmalarımız Türk Eximbank kredi başvurularında öncelikli değerlendirilme imkanına sahip olmaktadır.
Yine Türk Eximbank aracılığı ile yatırım malı ihraç eden firmalarımıza yönelik CIRR desteği ile alıcı kredisi imkânı sağlıyoruz ve uluslararası pazarlarda firmalarımızın arkasında duruyoruz. 12. Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı yıllık programının ilgili tedbirlerine paralel olarak Türk Eximbank aracılığıyla
sağlayacağımız desteklerin yüksek teknolojili ve katma değerli ihracatın finansmanında kullandırılmasını hedefliyoruz.
Bu itibarla, ihracatın katma değerli ve yüksek teknolojili sektörlere yönlendirilmesi, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması ve ihracatçılarımızın uluslararası ticaretten aldıkları paylarının artırılması amacıyla “Katma Değerli İhracat ve Pazar Çeşitlendirmesi Kredi Programı”nı Türk Eximbank ve İGE A.Ş. ile beraber kurguladık. Destek kapsamında; Türk Eximbank ve Bakanlığımız tarafından belirlenen teknoloji seviyesi, katma değerli ihracat ve pazar çeşitlendirmesi gibi kriterlere göre 6 farklı grupta konumlandırılan ihracatçı firmaların yüksek teknolojili ve katma değerli ilave ihracat artışları ve uzak-yeni pazarlara gerçekleştirecekleri ihracatlarına yönelik taahhütleri alınmak suretiyle kullanacakları kredilerde ödeyecekleri faiz veya kâr payının bir bölümünü Bakanlık olarak destekleyeceğiz. Ayrıca yine aynı kapsamda, Marka ve TURQUALITY® Destek Programı başta olmak üzere Yurt Dışı Birim Kira, Tanıtım, Tasarım ve Ürün Geliştirme Projesi, Tasarımcı Şirket ve Tasarım Ofisi, Gemi ve Yat Sektöründe Faaliyet Gösteren Şirketlere Tasarım, Çok Kanallı Zincir Mağaza, TURQUALITY® Tanıtım Projesi ve Tasarım Organizasyonu destek programları yürütülmektedir.
Bildiğiniz üzere Japonya, 2022 yılı Temmuz ayında kamuoyu ile paylaştığımız “Uzak Ülkeler Stratejisi”nde yer alan 18 ülkeden biridir. Bununla birlikte, Japonya önceki yıllarda olduğu gibi 2024 yılında da Bakanlığımızca belirlenen Hedef Ülkeler listesinde yer almaktadır. Bu kapsamda, şirketlerimizin Japonya’ya yönelik faaliyetleri ilave destek oranlarıyla desteklenmektedir.
Bakanlık olarak ortaya koyduğumuz ihracata yönelik devlet desteği mekanizmaları ile oluşturduğumuz stratejiler doğrultusunda; Japonya’nın da içerisinde bulunduğu hedef ülkeler başta olmak üzere, tüm ülkelere yönelik ihracat rekorlarımızın artarak devam etmesini ve ülkemizin dünya ticaretinden aldığı pay artışının istikrarlı bir hale getirilmesini hedefliyoruz.
Öte yandan, Bakanlığımızca sağlanan yurt dışı fuar destekleri kapsamında, 2023 yılında Japonya’da düzenlenen 15 adet uluslararası fuara bireysel katılımı ve ‘’FOODEX JAPAN 2023’’ ve ‘’ISM JAPAN 2023’’ fuarlarını, 2024 yılında da hâlihazırda 8 adet uluslararası fuara bireysel katılımı ve ‘’Foodex 2024’’ ile ‘’ISM Japan 2024’’ fuarlarına yönelik düzenlenen yurt dışı fuar organizasyonlarını destek kapsamına aldık.
Geçtiğimiz sene, Japonya’ya yönelik düzenlenen ticaret heyetinde 30 adet yerli firmamız ile 70 adet yabancı firma arasında 120 adet ikili iş görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Özel nitelikli alım heyet organizasyonu kapsamında ise Japonya’dan altı firmayı (Kyokuyo, Pan Pacific, AEON, Shinohara, OKİ, OK Corporation) ağırladık. Bu sene de Ekim ayında Bakanlığımız koordinasyonunda Japonya’ya yönelik bir genel ticaret heyeti düzenlemeyi planlamaktayız. Bununla birlikte, ülkemizin 13 Nisan-13 Ekim 2025 tarihleri arasında Japonya’nın Osaka şehrinde gerçekleştirilecek olan Expo 2025 Osaka’ya katılımına ilişkin resmi bildirimler Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla Japon tarafına iletilmiş ve Bakanlığımızca hazırlık çalışmaları devam etmektedir.
Katıldığımız bütün Expo’larda olduğu gibi “Expo 2025 Osaka”da da ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Expo’ya pavilyonumuz ve çok çeşitli tanıtım faaliyetlerimiz ile renk katacağımız bir katılım gerçekleştireceğiz. Expo 2025 Osaka’ya katılımımızın ülkelerimiz arasındaki kültürel ve ticari etkileşime büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Ayrıca, çağımızın getirdiği teknolojik ilerleme ile birlikte, dünya genelinde gerçekleşen dijital dönüşümü ve küresel ticaretteki değişen tüketici alışkanlıklarına uyum sağlamanın ve buna yönelik hizmet sunmanın, firmalarımız açısından hayati öneme sahip olduğunu görüyoruz. Bu anlayışla, hızlı ve kaliteli ürün tedariki noktasında bir marka olan Türk firmalarımızın Japonya gibi önemli pazarlara erişimlerine, uluslararası e-ticaret platformlarında ürünlerini ve markalarını tanıtmalarına ve çevrim içi mağazalar aracılığıyla bu ürün ve markaları sergilemelerine yönelik Bakanlığımız tarafından önemli destekler sağlıyoruz.
Hâlihazırda yürürlükte olan bu desteklerimizi, e-ticaret ekosisteminin doğası gereği farklılaşan ihtiyaçlara göre kurguladığımızın altını çizmek istiyorum. Böylelikle, başta Japonya olmak üzere, tüm ülkelere yönelik uyguladığımız e-ihracat politikalarıyla ülkemiz e-ihracatının, genel ihracatımız içerisindeki payının %10’a çıkartılmasını amaçlıyoruz.
5) Bizleri, iki ülke arasında finans, teknoloji ve yatırım iş birliği alanlarında ne gibi gelişmeler bekliyor?
Ülkemiz ve Japonya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri, hem daha kapsayıcı ve sürdürülebilir kılmak hem de karşılıklı olarak pazara giriş ve yatırım imkanlarını derinleştirmek üzere, dış ticareti her iki ülkenin de faydasına olacak şekilde dengeleyerek karşılıklı ürün tedarikini geliştirmek amacıyla ilk turu 2014 yılında gerçekleştirilen Ekonomik Ortaklık Anlaşması görüşmelerinde hâlihazırda 13. tur müzakereleri tamamlanmıştır.
Müzakereleri hâlâ devam eden bahse konu Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın, Türkiye ile Japonya’nın ikili ticari ve ekonomik ilişkilerinde yepyeni bir sayfa açma potansiyeli bulunmaktadır. Bu anlaşma ile ülkelerimiz arasında daha dengeli bir ticaret yapısı oluşturulması, tarifelerin ve tarife dışı engellerin kaldırılması, hizmet ticareti ve yatırımlar için koruma, şeffaflık ve öngörülebilirliğin sağlanması
amaçlanmaktadır. Böylece, iki ülke arasında ikili ticaretin yanı sıra yatırım eksenli ilişkilerin daha da güçlenmesine katkı sağlanmasını hedefliyoruz.
6) 2024 yılı, Japonya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkiler kurulmasının 100. Yılı. Bu konu hakkında ikili ilişkilerin gelişimi açısından neler söylemek istersiniz?
Bildiğiniz gibi, 2024 yılı Türkiye ve Japonya arasında siyasi ilişkilerin kurulmasının 100. yıl dönümüdür. Bu bakımdan, Japonya ile Türkiye arasındaki köklü ilişkilerin geliştirilmesi ve iki halk arasındaki bağların daha da güçlendirilmesi için çok anlamlı bir yıldır. Geçmişte, 2003 yılı “Japonya’da Türkiye Yılı”, 2010 yılı “Türkiye’de Japon Yılı”, 2019 yılı ise “Japonya’da Türk Kültür Yılı” olarak kutlanmıştır.
Geçtiğimiz yüzyıl boyunca biri Asya’nın en batısında, diğeri ise en doğu ucundaki iki ülke olarak tarihi bağlar üzerinde yükselen ilişkilerimizi karşılıklı güven ve dostluk çerçevesinde çok daha derin bir yapıya kavuşturduk. İlişkilerimizin ikinci yüzyılında temel hedefimiz, politik ve kültürel düzlemde son derece gelişmiş olan bu bağları ekonomik ve ticari alanlara
da yaygınlaştırmak olacaktır.